Doğu Anadolu Sanayici ve işadamları Derneği tarafından yayımlanan deklarasyonda, Dünya’nın en gelişmiş on ülkesi ufuk çizgisine yönelmiş Türkiye’nin siyasi ve ekonomik buhran ve bunalımlara sahne olmaması gerektiği kaydedilerek, mevcut istikrarın sürmesi ve bu yolda toplumun tüm katmanlarının destek vermesi gerektiği vurgulandı.

Toplumda infial uyandıracak şekilde ‘adlandırılmış ve yapılandırılmış’ bir kurgunun, ülkenin sosyal ve ekonomik ivme kazandığı bir dönemde sahneye konulduğu ve Türkiye’yi gerilemeye itecek her türlü güç odağı aktörlerinin rol aldığı ve ilgiyle izlediği bir dönemin yaşatılmaya çalışıldığının kaydedildiği açıklamada, ülkenin ortak akıl ve hassasiyetlerini rencide eden bu oyuna kapılınmaması ve mevcut iktidarın icraatleriyle ifade ettiği toplumsal değer ve ruha sahip çıkılması istendi.

Tarihe bakıldığında, ülkenin her ilerleme ve güçlenme aşamasında, milletin asla paylaşmadığı ve teneffürle karşıladığı çirkin oyunların, istikrarı bozmayı hedefleyen iç ve dış mihraklarca sahneye konulduğunun ifade edildiği bildiride, Türkiye’nin geleceğine çirkin emelleri doğrultusunda ipotek koymayı hedefleyenlere izin verilmemesi ve bu güruha milli geninin gerektirdiği ölçüde bir duruşla cevap verilmesinin şart olduğu belirtildi.

Bildiride, Türkiye’yi son 11 yılda Dünya’nın en saygın ülkeleri arasına katmaya çalışan ve toplumun kahır ekseriyeti tarafından desteklenen bir yönetimin, ötekileştirilmeye çalışıldığının altı çizilerek, “Türkiye’nin ortak vicdan ve aklının bu çirkin ve yanlış zemine oturtulmuş tezgahta yok edilmesine kimse seyirci kalmamalı ve izin vermemelidir’ denildi. Hukukun mutlaka gereğini yapacağı ve kuvvetler ayrılığı ilkesi doğrultusunda mutlaka cevap bulacağı bir adli olayın siyasi buhrana çevrilmeye, kuvvetler ayrılığını yok edecek bur durum oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekilen deklarasyonda, “adli bir olayı siyasi ve ekonomik bir operasyona dönüştürerek sosyo ekonomik kriz yaratmaya çalışanlara ve bunu yöneten iç ve dış aktörlere verilecek en doğru cevap, 11 yıllık istikrar ortamına sahip çıkmaktır.

Bu ülkenin ruhu, bu ülkenin vicdanı, bu ülkenin tarihi bunu gerektirir’ kaydı düşüldü. ‘Türkiye’nin ayrışmaya değil, buluşmaya; ötekileştirmeye değil farklılıkları benimsemeye; hesaplaşmaya değil istişareye ihtiyacının en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz” ifadesinin yer aldığı bildiride, “Vicdan sahiplerince senaryosu da kurgusu da çirkin ve maksatlı bulunan bu oyunun perdeleneceği sahne Türkiye olamaz. Yazarından suflörüne, efektöründen dekoratörüne kadar bu çirkin oyunun tüm aktörlerinin varmak istediği hedef, milli akıl, vicdan ve ruhun paylaşacağı bir adres değildir. Millete hizmet yolunda cefa çekenlere vefa gösterme vaktidir.” Hatırlatması yapıldı.