Tanıtım | Yönetim | Tüzük | Üyelik Şartları | Komisyonlar | Görevler | İletişim
 
Ana Sayfa
Haberler
Basın Bültenleri
Sivil Toplum Örgütleri
  Anket
Sağlık Eski Bakanı Recep Akdağ Hakkındaki Görüşleriniz?
Çok memnundum
Memnundum
Memnun değildim
Fikrim Yok
 
Haberler
Ekonomik Trend
Ekonomik Trend
 
RAPOR-PİYASALARDA GELİŞMELER/BEKLENTİLER(HALK YATIRIM) “Toparlanmaya dair ABD ve küresel ekonomik verilerden işaretler alan yurtdışı piyasalarda olumlu hava tüm gün boyunca sürdü. Avrupa piyasalarında gün %1’in üzerinde değer kazancıyla tamamlandı. Ancak ABD piyasalarında yine mail sektör hisseleri önderliğinde kar satışları etkili oldu
27 Ağustos 2009 Perşembe 

 SunTrust Banks’ın, mali kuruluşların daha çok
kredi zararlarına maruz kalacağı ve 2010 yılında ticari
gayrimenkullerde bir duraklama olabileceği yönündeki açıklamalarının
ardından mali şirketler öncülüğünde yataya döndü, bankacılık analisti
Richard Bove’nin kriz süresince 150-200 bankanın daha iflas edeceği
yönündeki açıklamalarıyla değer kaybetti. Tüm bu gelişmeler ABD
piyasalarında yatay bir kapanışa neden oldu. Sabah ise Asya
borsalarındaki satış baskısının gölgesinde güne başlanıyor. Çin’de
emtia şirketlerinin düşük kar açıklamaları, Çin borsasına satış
getirdi. Asya borsalarının da bu satışlara eşlik ettiği görülmekte.

Güne bu gelişmelerin etkisiyle zayıf görünümlü satıcılı bir
balangıç yapmasını beklediğimiz endekste ilk etapta 47,000 desteğinde
tutunum önemli olacaktır. Altında 46,800 – 46,000 destekleri yer
almakta. Yukarıda ise 48,000 ilk hedef direnç bölgesi olmayı
sürdürüyor. Güniçinde ise gözler yurtdışında olmaya devam edecektir.
Bugün için ABD kanadında önemli veri akışıyla karşılaşılmakta olup,
Haziran ayı Case/Schiller Konut Fiyatları Endeksi, Haziran ayı konut
fiyatları endeksi, Ağustos ayı Conf. Board Tüketici Güven Endeksi
verisi ve Ağustos ayı Richmond FED İmalat Sanayi endeksi verisi
açıklanacak. Yurtiçinde ise reel kesim tüketici güven endeksi verisi
açıklanacak.

TEKNİK BEKLENTİ

Geçen hafta sonuna doğru hızlanan yükselişin etkisi bu hafta da
sürüyor. İMKB-100 endeksi dünkü işlemler sonunda %1.28 oranında ve 601
puan yükselişle günü 47.771 puandan tamamladı. Güne yukarı kaçış
boşluğu ile 47,754 puandan başlayan İMKB-100 endeksinde gün içinde en
düşük 47.022, en yüksek ise 48.033 seviyeleri görüldü. Günlük işlem
hacmi ise 2,620 Milyon TL olarak gerçekleşti. USD bazında önemli hedef
direnç 3.50 centte bulunurken, gün sonunda kapanış ise 3,22 centten
gerçekleşti. Dünkü işlemler sonunda 5 günlük AO 46.848 puana
yükselirken, teknik göstergelerdeki pozitif sinyaller sürmektedir.
Kısa vadeli teknik göstergelerden RSI, momentum ve CCI alım
bölgelerine doğru hareket ediyorlar. Bu hafta içinde endekste aşağıda
47.000’nin stop-loss, yukarıda ise 48.500 ve 50.000 seviyelerinin
direnç olarak izlenmesini önermekteyiz. Haftalık bazda 47.000’nin
altında 3 kez kapanış olması durumunda 46.000 – 45.500 ve 44.500 (22
günlük AO) destekleri gündeme gelebilir. Ancak orta vadeli trendin
pozitif olması nedeniyle olası satışların karşılanabileceğini
düşünmekteyiz.”

BİM’den 106.4 milyon lira kâr
BİM Birleşmiş Mağazalar A.Ş’nin 2009’un ilk 6 ayında 2,5 milyar ciro yaptığı bildirildi.

BİM’den yapılan açıklamada, şirketin, 2009 yılı ilk 6 ayında, 2008 yılı aynı dönemine göre yüzde 24 artarak 2.5 milyar lira ciroya ulaştığı belirtildi. Aynı dönemde 106.4 milyon liralık net kâr eden şirketin, geçen yılın ilk yarısına kıyasla yüzde 57 düzeyinde bir artış sağladığı duyuruldu. Açıklamada, 2009’un ilk yarısında 211 mağaza ve 1 depo açan BİM’in, 30 Haziran 2009 itibariyle mağaza sayısını 2496’ya, depo sayısını da 24’e çıkarttığı ifade edildi. BİM’in CEO’su Jos Simons, 2009’un ikinci çeyreğinde olumlu sonuçlar elde ettiklerinin ve hedeflerine ulaştıklarının altını çizdi. Simons, gelecek dönemlerde de fiyat odaklı iş modeli ile büyümek istediklerini belirtti. BİM Finans Direktörü Haluk Dortluoğlu, “İkinci üç aylık dönemde, ciro ve kârlılık açısından önemli bir büyüme kaydettik” dedi.

HÜRRİYET 25/08/2009
TOKİ, Türkiye’nin CERN’ine 18 Eylül’de teklif alacak
Türkiye’de, İsviçre`deki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nde (CERN) yürütülen bilimsel araştırmaların benzerlerinin gerçekleştirileceği Proton Hızlandırıcı Tesisi’nin inşaatını Toplu Konut İdaresi (TOKİ) yapacak.
TOKİ, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) kuracağı “Proton Hızlandırıcı Tesisi”nin inşaatı için, 18 Eylül’de teklifleri alacak. TAEK’e bağlı Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde (SANAEM) gerçekleşecek Proton Hızlandırıcı Tesisi’nin 2 yıl içinde faaliyete geçirilmesi öngörülüyor. Tesisin faaliyete geçirilmesi ile halen tamamen ithal edilen, kanser ve kalp hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın teşhisinde kullanılan izotoplar, artık yurt içinden karşılanacak. Proton Hızlandırma Tesisi’nde CERN’dekine benzer araştırmalar da yapılacak.
Makineye 11.6 milyon Euro
TAEK’in TOKİ ile geçen yıl sonunda imzaladığı protokol çerçevesinde, inşaat ihalesini TOKİ’nin yapacağı tesis, yaklaşık 3000 metrekare kapalı alana sahip olacak. 3 kattan oluşacak tesiste, atık odası, siklotron odası, teknik odalar, araştırma odaları, laboratuvarlar bulunacak. Laboratuvarlarda ve tesiste kullanılan makineler 11.6 milyon Euro’ya ihale edilirken, bunlar 2010’dan itibaren Türkiye’ye sevk edilecek. Bu yıl temeli atılması planlanan ve Türkiye’de bir ilk niteliğindeki TAEK Proton Hızlandırıcısı Tesisi’nde kullanılacak hızlandırıcı, türünün en yeni teknolojik özelliklerine sahip olacak.
100 liralık konuta son gün 10 bin talep geliyor
TOPLU Konut İdaresi’nin (TOKİ) dün İstanbul Kayabaşı’nda dar gelirlilere yönelik aylık 100 lira taksitle satışa çıkardığı konutlara yoğun ilgi olduğu gözlendi. TOKİ İstanbul Uygulama Daire Başkanlığı İdari Mali İşler Şube Müdürü Şükrü Sansür, “100 lira taksitli konutlarla ilgili ilk gün 500 talep gelir. 30 Eylül’e kadar da en az 8-10 bin talep geleceğini tahmin ediyorum” dedi.
HÜRRİYET 25/08/2009

Azimut, Bursa’dan demir alıyor, dünyaya açılıyor
Lüks yat pazarının önde gelen markalarından Azimut, üretimde Bursa’nın ağırlığını artırıyor. Bursalı Sirena Marine’in iki yılda Azimut’un üretiminin yarısını karşılaması planlanıyor
Avrupa’nın üçüncü büyük tekne üreticisi ve 24 metre ve üzeri motor yatlarda dünya lideri olan İtalyan Azimut Türkiye’yi sevdi. Firmanın yüzde 20’lik üretimini gerçekleştiren Sirena Marine, 2011’de Azimut’un toplam üretiminin yarısını karşılayacak.
Azimut’a tekne üreten Sirena Marine, işadamı İnan Kıraç ile Claude Nahum’un ortak şirketi. Bursa’nın Orhangazi ilçesinde faaliyet gösteren Sirene Marine’in kurulduğu 2006 yılından bu yana Azimut-Benetti’ye tekne üretiyor.
İtalyan Azimut’un AZ 42 ve AZ 55 modellerini ürettiklerini ifade eden Sirena Marine Genel Müdürü Saffet Üçüncü, “Azimut’un yalnızca İtalya ve Türkiye’de üretim tesisi var. Toplam üretimin yüzde 20’sini biz gerçekleştiriyoruz. 2011’e kalmaz bu oran yüzde 50 olacak” dedi.
Küresel krizin lüks tekne taleplerini etkilediğini ancak kendi satışlarında bir daralma yaşanmadığını belirten Üçüncü şöyle konuştu:

1 milyon euro’dan başlıyor
“2006 yılından bugüne kadar 50 tekne ürettik. Bu yıl şu ana kadar 20 tane 55’lik ihraç ettik. Geçen yıl da benzer sayıda tekne üretimi gerçekleştirmiştik. Son olarak Amerika’ya 4 tane 55’lik gönderdik. Orada çok seviliyoruz. Şu an yeni modeller üzerinde çalışıyoruz. Gelecek yıl 2-3 yeni modelle karşınıza çıkacağız.”
Azimut’a konsantre olduklarını dile getiren Üçüncü ilerleyen yıllarda farklı firmalar içinde üretim yapmaya sıcak baktıklarını anlattı.
AZ 55 model teknenin fiyatının 1 milyon euro’dan başladığını anlatan Üçüncü, “55’lik bir tekne yaklaşık 18 metreye denk geliyor” dedi. Azimut’un yerleşmiş bir kitlesi olduğunu ve Türkiye’de üretime başlamansıyla yerli yat severlerin ilgisinin arttığını anlatan Üçüncü şöyle konuştu:
“Bu olumlu gelişmeye rağmen zaman zaman yerli üretim olarak algılanabiliyor. Anlaşmalarımız gereği üretimin yüzde 90’ını ihraç ediyoruz. Türkiye’de üretildiği için buradan Azimut almak istemeyen İtalya veya Avrupa ülkelerine gidenler de aslıda farkında olmadan bizim üretimimizi alabiliyor.”

200 tekne üretecek kapasiteye sahip
2006 yılında kurulan Sirena Marine’nin biri Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde, diğeri Orhangazi’de kurulu iki tesisi bulunuyor. Bursa OSB’de 5 bin 750 metrekarelik alana sahip olan tesiste 150 kişinin çalışıyor ve burada 13 metrelik AZ 42 modelinin üretimi yapılıyor.
AZ 55 modelinin üretimi için Orhangazi’de alınan 103 dönümlük arazi üzerinde kurulan 16 bin 500 metrekarelik fabrikada da 150 kişi çalışıyor. Genişletme çalışmalarının sürdüğü fabrikanın kapalı alanının 30 bin metrekareye çıkması planlanıyor.
İtalya’da bulunan Azimut’un yıllık kapasitesi 380 farklı tekne üretimine elveriyor.
Sirena Marine’nin yıllık kapasitesi yapılacak olan modellere göre değişmekle birlikte tüm üretim 55 feet olursa 30, 40 feet olursa 200 adet kapasiteye sahip.
Sirena Marine üretim dışında grubun 42-79 feet teknelerinin Türkiye distribütörlüğünü yürütüyor.

MİLLİYET 25/08/2009
Allianz’ın kârı 1.8 milyar euro
Allianz Grubu’nun işletme kârı yılın ikinci çeyreğinde 1.8 milyar euro’ya ulaştı ve ilk çeyreğe göre yüzde 25.9 arttı.

Yapılan açıklamada grubun yılın ikinci çeyreğinde performansını yükselterek dönemi yüzde 21’lik net gelir artışıyla kapattığı bildirildi.
Grubun net gelirinin 1.9 milyar euro’ya ulaştığı belirtilen açıklamada, Allianz’ın üç aylık gelirler toplamının geçen yılın ikinci çeyreğinde 21.5 milyar euro’yken, bu yılın aynı döneminde 22.2 milyar euro’ya yükseldiği kaydedildi.
Grubun haziran ayının sonu itibariyle yüzde 159’luk sermaye yeterlilik oranını da koruduğu belirtilen açıklamada, Allianz’ın, yılın ilk çeyreğinde 33 milyar euro olan özsermayesini, yılın ilk yarısı itibarıyla yüzde 4.5 artırarak 34.5 milyar euroya çıkardığı açıklandı.

MİLLİYET 25/08/2009
Ziraat’a müşteri kaptırmak istemeyen Yunan bankaları Türk personel alıyor
Ziraat Bankası’nın Atina ve Gümülcine’de şube açması Yunanistan’ı harekete geçirdi.,

Ziraat Bankası’nın Atina ve Gümülcine’de şube açması Yunanistan’ı harekete geçirdi. Bu ülkede yaşayan Türk müşterilerini kaybetmek istemeyen Yunan bankaları, yeni personel alımına başladı. Eğitimini Türkiye’de almış fakat Yunanistan’da yaşayan Türk gençleri, gözde personel haline geldi. Yunan bankacılar son birkaç aydır Gümülcine’de bulunan şubelerine en az bir-iki Türk genci yerleştirdi. Ziraat’ın Batı Trakya Türklerinin birikimini toplamaya başlamasının bu ülkenin bankacılarını harekete geçirdiğini aktaran finans çevreleri, açılması planlanan yeni şubeler ile yarışın daha da kızışacağını ifade etti. Bosna-Hersek ve Makedonya’da da Avrupa’nın önde gelen bankalarının Ziraat ile yarışa giriştikleri belirtiliyor. Ziraat’ın Atina ve Gümülcine şubeleri geçen şubatta açılmasına rağmen kredi ve mevduat büyüklüğü 20 milyon Euro’ya ulaştı.

Özellikle Gümülcine şubesine yönelik ilginin fazla olduğunu dile getiren üst düzey bir yetkili, “Kısa sürede soydaşlarımız birikimlerini bize emanet etmeye başladı. Bu, bizi Balkan coğrafyasında yeni şubeler açma konusunda cesaretlendirdi.” dedi. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacminin 2008 yılı sonu itibarıyla 3,5 milyar dolara ulaştığını hatırlatan aynı yetkili, bu ülkeye açılan şubelerin iki ülke arasındaki ticari potansiyeli artıracağına dikkat çekti. Türk müşterilerin dört aylık sürede kendilerine, “Türk bankaları şube açsın, paramızı onlara yatıralım.” mesajı ilettiğini aktaran bir başka yetkili ise yurtdışında büyüme stratejilerinin devam ettiğini söyledi.
Ziraat’in Yunanistan’a şube açma girişimi, zorlu bir süreçten geçti. Gümülcine ve Atina’da şube açmak için 9 Temmuz 2007′de onay alan banka, yazılı onaydan 1,5 yıl sonra şubeyi faaliyete geçirebildi. Bankanın Gümülcine şubesi, şehrin meydanında restore edilen modern bir binada hizmet veriyor. Bankada çalışan 10 Batı Trakya Türk’ü Ankara’da eğitimden geçirildi. Bu ülkedeki iki şubenin maliyeti ise 1,1 milyon Euro olmuştu.
ZAMAN 25/08/2009
Bankadan ‘hesap boşaltan’ virüs
Eset Virüs Laboratuvarı, yeni bir bilgisayar virüsü olan ‘Win32/Induc.A’nın bireysel bankacılık müşterilerinin bilgilerini çalarak, banka hesaplarını boşaltabileceğini bildirdi. Nod32 antivirüs programının yazılımcısı Eset’ten yapılan açıklamada, dünya genelinde hızla yayılan ‘Win32/Induc.A’ isimli yeni bir virüsün, bankalarda, muhasebe ya da stok takibi uygulamalarında kullanılan ‘Delphi’ tabanlı programın kullanıcılarını tehdit ettiği belirtildi.
ZAMAN 25/08/2009
Batık imparatorluğu!
Amerika’da 4 banka daha battı. Yıl başından bu yana batan banka sayısı 81′e yükseldi. Rochdale Securities’in bankacılık analisti Richard Bove, bankacılık krizinde ABD’de 150-200 bankanın daha iflasının görülebileceğini belirtti
ABD’de hafta sonuna girerken 1 büyük, 3 küçük bankaya daha el kondu. Bu yıl kapanan bankaların sayısı 81 oldu. Texas Austin’de batan Guaranty Bank 13 milyar dolarlık varlığıyla ABD’de batan en büyük bankalar listesine 12. sıradan girdi. Geçen hafta el konan Colonial Bank bu listede 6. sırada yer alıyor. Ayrıca Atlanta, Georgia ve Alabama eyaletlerinde 3 küçük bankaya el kondu.
200 BANKA DAHA YOLDA
Rochdale Securities’in bankacılık analisti Richard Bove, bankacılık krizinde ABD’de 150-200 bankanın daha iflasının görülebileceğini belirtti. Bove ayrıca, sektörün FDIC’yi ayakta tutmak için yapacakları ödemelerin 2010′da vergi öncesi karların yüzde 25′ini yiyebileceğini vurguladı. Bove, bu durumun FDIC’yi, bankacılık sistemini desteklemek için ABD dışı bankalara ve girişim sermayesi fonlarına dönmeye zorlayabileceğini de belirterek, “Şu an için zorluk, batan bankaları alacak yeterli sağlıklı banka bulmak” diye konuştu. Yılbaşından bu yana ABD’de 81 banka battı.
TATLI CADI DA ‘BATACAKLAR’ DEDİ
Geçen yıl Citigroup’un kâr payında kesintiye gideceğini önceden tahmin eden tatlı cadı lakaplı analist Meredith Whitney, kötü kredilerle mücadele eden kredi verenler nedeniyle ABD’de banka iflasları sayısının dört kat artacağını söyledi. ‘300′den fazla banka iflas edecek’ diyen Whitney, ‘Küçük işletme sahibi likiditeye uzak kalmaya devam edecek’ şeklinde konuştu. Whitney, ‘Şimdilik pekçok bankada işler yolunda gidiyor olabilir, ancak ekonominin gerçek tetikleyicisi olan tüketici harcamaları yakın zamanda düzelecek gibi görünmüyor’ dedi.
DÜNYAYI KURTARAN ADAM!
Dünya, krizin baş sorumlusu olarak Amerika’yı göstermesine karşın, işin kahramanlığını da yine Amerika üstlenme gayretinde. Amerikan Merkez Bankası Başkanı “Dünyayı felaketten kurtardık” dedi. FED Başkanı Ben Bernanke, ABD’de Jackson Hole’da merkez bankası başkanlarının katıldığı yıllık toplantıda, ABD ekonomisinin toparlanmaya yavaş başlayacağını söyledi. Bernanke, “Dünyayı felaketten kurtardık” dedi. Bernanke, ekonomik aktivitenin ABD’de ve yurtdışında dengeye geldiğini göründüğünü belirterek, kısa vadede büyümeye dönüş için olasılıkların iyi göründüğünü vurguladı. Ancak Bernanke, “Bu büyümenin ilk başta, yüksek seviyelerdeki işsizlik oranından kademeli düşüş ile birlikte, göreceli olarak yavaş olması muhtemel” diye konuştu. “Gerek ABD gerek diğer ülkelerdeki ekonomik aktiviteler iyileşme belirtileri gösteriyor’ diyen Bernanke ‘Kritik ekonomik zorluklar ise devam ediyor’ açıklamasında bulundu.
YENİ ŞAFAK 25/08/2009
Türkiye’de faizler hâlâ çok yüksek oranda
The Economist’in verilerine göre, Türkiye, 42 ülke arasında en yüksek üç aylık faizi olan 7. ülke konumunda
The Economist’in verilerine göre, Türkiye, en yüksek üç aylık faizi olan ülkeler arasında 7. sırada bulunuyor. Dergide yayımlanan ve 42 ülke ve euro bölgesinin değerlendirildiği tabloya göre, Türkiye’de üç aylık faiz, yüzde 8,54 düzeyinde seyrediyor. Böylece, Türkiye, Venezuela (yüzde 14,51), Arjantin (yüzde 14,25) , Pakistan (yüzde 12,30) Rusya (yüzde 10,75), Mısır (yüzde 9,89) ve Brezilya’dan (yüzde 8,65) sonra 42 ülke arasında en yüksek oranı olan 7. ülke oldu. Bu arada, 10 yıllık devlet tahvili faizleri açısından da Türkiye, yüzde 6,25 en yüksek oranları olan ülkeler arasında 9. sırada bulunuyor. Söz konusu ülkeler arasında en yüksek 10 yıllık tahvil faizi ise, yüzde 12,2 ile Pakistan’da görülüyor. Pakistan’ı yüzde 11,21 ile Rusya, yüzde 8,80 ile Macaristan, yüzde 8,74 ile Güney Afrika, yüzde 7,98 ile Meksika, yüzde 7,60 ile Hindistan, yüzde 6,85 ile Endonezya izliyor.
YENİ ŞAFAK 25/08/2009
‘Çakıcı ve Evcil babamın 2 milyar dolarına el koydu’
Fabrika hisselerini ele geçirmek için kaçırılıp öldürüldüğü ortaya çıkan işadamı Sezai Rahmi Özden’in oğlu, Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil’in tehdit ve komplo ile babasının 2 milyar dolarını ele geçirdiğini söyledi

İzmir’de yaklaşık 7 yıldır kayıp olan ve polisin düzenlediği operasyonda öldürüldüğü ortaya çıkan iş adamı Sezai Rahmi Özden’in ailesi, iş adamının 2 milyar doları bulan servetinin çıkar amaçlı suç örgütünün eline geçtiğini belirterek, “Hile ve tehditle hisse senetlerinin ele geçirilmesinin iptali için dava açacağız” dedi. İş adamı Özden’in oğlu Süleyman Özden, aile avukatları Mürsel Ünlü ile konuyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Ünlü, olayın “iş adamının çıkar amaçlı suç örgütüne bulaşması sonrası değerlerinin ve sonunda kendinin yok edilişinin öyküsü” olduğunu, işadamının kaybolmasının ardından açılan ve henüz 5 yıllık bekleme sürecinde bulunan “gaiplik davası”nın DNA test sonuçlarının mahkemeye sunulmasıyla kalkacağını söyledi. Ünlü, şöyle devam etti: “Ceza davasının yanı sıra aile adına üzerinde durduğumuz iki konu var. Biri, Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil tarafından Özden’in ayağından vurdurularak Say Metal’deki hisselerinin yasa dışı yollardan el değiştirmesi, diğeriyse yine Özden’in, Sözer Demir Çelik ile Sözden Demir Çelik’in hisselerinin şirkette çalışan M.E. ve avukat T.T. tarafından kurulan komployla ele geçirilmesi. 2 milyar doları bulan servet, çıkar amaçlı suç örgütünün eline geçti.” Süleyman Özden ise şöyle konuştu: “Muhasebeci M.E. evimize gelip Çakıcı ve Evcil’in adlarını kullanarak, ’Aliağa kan gölüne dönecek, yoğun baskı kurdular. Ailenize zarar verecekler. Hisseleri benim üzerime devretmenizi istiyorlar’diyerek annem ve babam üzerindeki hisseleri kendi üzerlerine kaydırdı. Şirketin hisselerinin emanet verilmesi karşılığında bize ayda 10 ile 20 bin dolar arasında ödeme yapıyordu. Babam kaybolduktan 10 gün sonra kendisiyle görüştüm. ’Baban beni mafyanın içinde bıraktı, ben de onu arıyorum. Gerekli bedelleri ödedim, bir daha buraya gelme’diyerek, daha sonra da şirketin güvenlik görevlileri aracılığıyla tehdit ederek fabrikaya yanaştırmadılar. Muhasebeci M.E. daha sonra Foça Demir Çelik’i kurdu.”
VATAN 25/08/2009
Konut kredileri geri ödenemiyor
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, haziran ayı itibariyle tüketicilerin 30 milyar lira konut kredisi borcunun bulunduğunu belirterek, bunun yüzde 40′ına yakın bölümünün ödenmediğini söyledi.
Kaya, yaptığı açıklamada, tüketicilerin geçmiş yıllarda, çektikleri konut kredisini geri ödemede sıkıntı yaşadıklarını ifade etti.
Bankaların son günlerde konut kredisi faiz oranlarını düşürdüğünü vurgulayan Kaya, mülk sahibi olmak isteyen tüketicilerin de bu kampanyalardan yararlanmak için arayışa girdiğini belirtti.
Tüketicileri bankaların son günlerdeki cazip kredi seçeneklerine kanmamaları ve ödeme güçlerine göre hareket etmeleri konusunda uyaran Kaya, şöyle konuştu:
”Bankalar kredi kullandırmak için bol bol reklam yapıyorlar. Tüketiciler, reklamlara aldanmayarak önce bütçelerini ve ihtiyaçlarını düşünerek kredi çekip çekmeyeceğine karar vermeli. Çünkü, kredinin bir de geri ödemesi olduğu unutulmamalı. Bankaların sunduğu seçenekleri cazip görmeyip, kendi ekonomik güçlerine bakmalılar. Türkiye’de birçok kişinin gelir seviyesi düşük olmasının yanında borcu var. ‘Allah yardım eder’ diyerek bugüne kadar çekilen krediler ödenmedi ve satın alınan daireler tüketicinin elinden alındı.”
Kaya, haziran ayı ayı itibariyle tüketicilerin 30 milyar lira konut kredisi borcunun bulunduğunu belirterek, ”Bunun yüzde 40′ına yakın bölümü ödenmiyor. Bu durum da unutulmamalı” dedi.
KOMİSYON ORANLARI İLE MASRAFA DİKKAT
Kaya, bankaların özellikle konut ve araç kredilerinde faiz oranlarını düşük gösterdiklerine dikkati çekerek, ”Ama diğer yandan bu düşük görünen kredi miktarının arkasında masraf adında sabit ücret kesiyorlar” dedi.
Kredi kullanmak isteyen tüketicilerin faizlerdeki komisyon oranlarına ve masraflarına dikkat etmeleri gerektiğinin altını çizen Kaya, şunları kaydetti:
”Tüketici krediyi kullanırken iyi analiz yapmalı ve maliyetleri gözden geçirerek, teklifleri ayrıntılı bir şekilde değerlendirmeli. Bankalar, faiz hesaplama tekniklerini kullanarak tüketicinin daha fazla bedel ödemelerine de neden olmaktadırlar. Bu nedenle tüketiciler, krediyi kullanmadan önce ne kadar faiz ödeyeceğini, aylık taksitinin ne olacağını, toplamda bunun kendisine ne kadara mal olacağını bilmeli.
STAR 25/08/2009
Çin, 56 yılda 77 kat büyüyerek 2.6 trilyon dolarlık ekonomi oldu
Almanya’yı geçerek dünyanın üçüncü büyük ekonomisi haline gelen Çin, 1952′deki GSYİH’sinin 77 kat büyüklüğünde bir ekonomiye ulaştı. Fakat Çin kişi başı gelirde 130′uncu sırada
Çin Devlet İstatistik Müdürlüğü yetkililerinden Vang Vınbo, Çin’in gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) 2008’de 30 trilyon yueni geçerek (2.6 trilyon dolar), 1952 yılındakine göre 77 kat arttığını belirterek, 2008’deki bir günlük gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH), 1952’nin yıllık büyüklüğünü geçtiğine işaret etti. Çin Uluslararası Radyosu’nun haberine göre, Vang Vınbo, Çin’in, dünya toplamındaki ekonomik payının 2008’de yüzde 6.4’e ulaşarak, bugün dünyanın üçüncü büyük ekonomisi haline geldiğini söyledi. Bütün göstergelerin Çin ekonomisinin hızla geliştiğini gösterdiğini belirten yetkili, ancak nüfusunun büyüklüğü nedeniyle Çin’in, kişi başına düşen milli gelir bakımından dünyanın 130. sırasında kaldığına da dikkat çekti.

Pekin’de yaşamak güzel
Çinli zenginlerin daha çok başkent Pekin’de yaşamak istediği ve zenginlerin çoğunluğunun da bu kentte yaşadığı bildirildi. Araştırma kuruluşu Hurun’un raporuna göre, Pekin’de 143 bin yuen milyoneri, 8 bin de milyarderi yaşıyor.
Ülkenin ekonomi merkezi olarak kabul edilen Şanghay’da ise milyoner sayısı 116 bin, milyarder sayısı 7 bin. Raporda, Pekin’de ‘yeni aristokratlar’ olarak nitelenen kesimin hayat standardını sağlamak için gereken mülkiyet, araba ve diğer lüks eşyalara sahip olmanın maliyetinin 87 milyon yueni (12.8 milyon ABD Doları) bulduğuna işaret edildi.
Bu kesimin genellikle şehir dışındaki değeri 24 milyon yueni (3.5 milyon ABD Doları) olan 400 metrekare genişliğindeki villalarda yaşadığı ve şehri merkezlerindeki lüks ofislerde çalıştığı belirtilen raporda, ‘yeni aristokratların’ daha çok sanat eserlerine yatırım yaptığı ve piyano çalma dersi için yılda 50 bin yuen (7 bin 350 ABD Doları) harcadığı ifade edildi. Çin’de 10 milyon yuenden (1.47 milyon ABD Doları) fazla serveti olan 825 bin kişi, 100 milyon yuenden (14,. milyon ABD Doları) fazla serveti olan 51 bin kişi bulunuyor.

Toyoto’ları geri çağırdı
Dünyaca ünlü otomotiv markası Toyota, Çin’de sattığı 688 bin 314 aracını geri çağırdı. Toyota’nın Çinli ortağı ile ürettiği araçların, camlarının elektrik aksamındaki bir sorun nedeniyle yetkili servislere götürülmesi istendi. Toyota, Çin’in güneyindeki Guangcou’da 15 Mayıs-31 Aralık 2008 tarihleri arasında üretilen 384 bin 736 Camry ve 22 bin 767 Yaris modeliyle beraber, Toyota’nın Çin’li iştiraki Tianjin FAW ile 17 Mayıs 2007 ile 25 Aralık 2008 arasında ürettiği 245 bin 288 Corolla modelini en kısa sürede Çin genelindeki yetkili servislere çağırdı. (aa)
RADİKAL 25/08/2009
Çifte dipli resesyon riski artıyor dünya ikinci yarıyılda dibe vuracak
Ünlü ekonomist Roubini, dünya ekonomisinin yılın ikinci yarısında dibe vuracağını, büyük bir ‘W’ tipli yani çift dipli durgunluk riski olduğunu belirtti. Ünlü iktisatçı, toparlamanın ileri ekonomilerde yavaş olacağı uyarısı yaptı
LONDRA – Ekonomik krizi tahmin eden New York Üniversitesi öğretim üyelerinden ünlü iktisatçı Nouriel Roubini, makalesinde ‘W’ şekilli, çifte dipli resesyon riski arttığını savunarak “Toparlamanın, ileri ekonomilerde anemik ve trendin altında olması muhtemel ve çifte dipli resesyonun riski büyük” uyarısını yaptı.
Nouriel Roubini, Financial Times’de yayımladığı bir makalede de, ‘W’ şekilli resesyonu riski uyarısını yaptı. Küresel ekonominin 1929 krizinden bu yana en ciddi resesyonun en dibinden çıkmaya başladığını belirtti.
Şu anda görünüme ilişkin olarak üç sorunun bulunduğunu kaydeden Roubini soruları; ‘Resesyon ne zaman bitecek?’, ’Ekonomik toparlamanın şekli ne olacak?’ ve ‘Yeniden resesyona düşme riski var mı?’ olarak sıraladı. Roubini, politika yapıcıların, bütçe açıklarıyla vergileri artırıp harcamaları kısarak mücadele etmeleri halinde, iyileşmeyi zayıflatacakları uyarısında bulundu.

‘U’ şekilli iki yıl sürer
Birinci soru ile ilgili olarak küresel ekonominin bu yılın ikinci yarısında en dibinden çıkacağı gibi göründüğünü kaydeden Roubini, bu çerçevede ABD ve İngiltere gibi bazı gelişmiş ekonomiler ile çoğu Avrupa’daki bazı yükselen piyasalarda resesyonun yılın sonundan önce resmen sona ermeyeceğini savundu. Roubini, Almanya, Fransa ve Japonya gibi diğer yazı gelişmiş ülkeler ve Çin, Hindistan ve Brezilya gibi yükselen piyasalarda ise, toparlamanın şimdiden başladığını yazdı.
Nouriel Roubini, ikinci soruya ilişkin ise, birçok ekonomistin, büyümeye hızlı dönüşü olarak tarif ettiği ‘V’ şekilli bir toparlama beklerken kendisinin de dahil olduğu iktisatçıların ise, stokların yeniden oluşturulmasının ve adeta depresyon düzeyindeki üretim topanlamasının etkisiyle iki çeyrekli hızlı büyümenin ardından en az iki yıl sürecek anemik ‘U’ şekilli bir toparlamanın olacağını düşündüğünü anlattı.
Zayıf bir ‘U’ şekilli toparlamanın olması için çeşitli nedenlerin bulunduğunu belirten Roubini, ABD ve diğer gelişmiş ekonomilerde istihdamın hala keskin bir biçimde düşmeye devam ettiğine dikkat çekerek işsizliğin de 2010 yılında da yüzde 10 üzerinde olacağı tahminini yaptı.
Roubini, “Bu sadece talep ve banka zararları için değil, aynı zamanda uzun vadeli işgücü verimlilik artışının arkasında kilit bir faktör olan işçi becerileri açısından kötü bir haberdi” yorumunu yaptı. New York Üniversitesi Profesörü, ‘U’ şekilli toparlamanın olacağını savunurken krizin sadece likidite değil aynı zamanda borç ödeme gücü krizi de oluşu, tüketicilerin yeterince tasarruf edememesi, finansal sisteminin aldığı ciddi yaraların hâlâ sürmesi, zayıf karlılık, ABD gibi bazı ülkelerde cari açıklarının azalmasının başka ülkelerin fazlalıklarını düşürülecek olması gibi faktörlere dikkat çekti. (Radikal)

Korkunun nedenleri
Nouriel Roubini, ‘W’ şekilli resesyonun riskinin arttığını vurgularken ise, bunun iki nedeni üzerinde durdu. Roubini şunları yazdı: “Politikacılar, eğer mali açıkları ciddiye alarak yakın zamanda vergileri yükseltir, harcamaları düşürür ve likidite fazlasını emerse, toparlamayı baltalar ve ekonomiyi yeniden stag deflasyonuna (resesyon ve deflasyon) geri iter. Ancak eğer büyük bütçe açıklarını korursa, tahvil piyasası vigilanteleri, politika yapımcılarını cezalandırır. O zaman enflasyonist beklentileri artar, uzun vadeli devlet tahvil getirileri yükselir ve borçlanma oranları tırmanır, bu da stagflasyona yol açar.” Prof. Roubini, ‘W’ şekilli bir resesyonundan korkmanın diğer bir nedeni olarak da petrol, enerji ve gıda fiyatlarındaki hızlı artışı gösterdiği makalesine son verirken de, “Özetle, toparlamanın, gelişmiş ekonomilerde anemik ve trendin altında olması muhtemel ve çifte dipli resesyonun riski büyük” uyarısını yaptı.
RADİKAL 25/08/2009
Antalya Serbest Bölgesi lüks yata yöneldi
Birçok tekstil firmasının kapanması ve çimento ihracatının azalmasıyla ilk 7 ayda işlem hacmi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 gerileyerek 324.9 milyon dolara inen Antalya Serbest Bölgesi, lüks tekne ve motoryattaki etkinliğini artırmak için harekete geçti. 2000-2007 yılları arasında 10-35 metre arasında lüks tekne yapan Antalya Serbest Bölgesi, dünyadaki trendlerin değişmesiyle artık 30 metre ve üzerine çalışmaya başladı.
Antalya Serbest Bölgesi İşleticisi AŞ (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, eylülde Monaco ve La Rochelle yat fuarlarına katılacaklarını belirterek “Bu yıl bölgemizde tekne üretiminde önemli bir gerileme olmadı, ancak yıl sonuna kadar işletmeler yeni sipariş alamazsa sıkıntı başlar. Bu nedenle pazarlamaya ağırlık vereceğiz. Yeni çekek yerimizin devreye girmesiyle Akdeniz çanağında bakım ve onarımda da ön plana çıkmak istiyoruz” dedi.
Yat üretiminde trendlerin değiştiğini vurgulayan Gürses, eskiden 30 metre altındaki teknelere talep olduğunu, şimdi ise talebin 30 metre üzerine kaydığını anlattı. Gürses, “Bölgemizde geçen yıl toplam 48 tekne suya indi. Bu yıl sonunda ise 25-30 civarında olacak. Bunda krizin de payı var, ancak tekneler büyüdükçe yapım süreleri artıyor ve suya indirme süreleri uzuyor. Yine de yat büyüdükçe fiyatları da arttığından katma değeri fazlalaşıyor. Örneğin, son olarak Sunrise’ın denize indirdiği 45 metrelik teknenin değeri 22 milyon dolardı” diye konuştu.

Firma sayısı arttı
Seri tekne üretimi yapan İtalya’daki birçok tersanenin bu yıl kapandığına dikkat çeken Gürses, artık sektörün bireysel sipariş ağırlıklı çalıştığını, bu durumun kendileri için bir avantaj olduğunu ifade etti.
Bölgede geçen yıl ilk 7 ayda 106 olan firma sayısının tekne, medikal ve elektrik firmalarıyla bugün 114′e çıktığını belirten Gürses, diyaliz makine parçası ve lazer ameliyat bıçağı üretecek 2 firmanın daha geleceğini söyledi. Toplam istihdamın 3600′den 3200′e düştüğüne de dikkat çeken Gürses, şu bilgileri verdi: “En büyük gerileme tekstil sektöründe oldu. Sektörde yaşanan uluslararası problemler nedeniyle Kala, Ongan, İdentity ve AHS Tekstil’in üretimi durdurmasıyla sektörde 900 olan çalışan sayısı 560′a indi. Bölgemizdeki çimento ihracatı da geçen yıla göre yüzde 28′lik gerilemeyle 489.6 bin tona inince işlem hacmimiz geriledi. 2008′de bölgemizde toplam 729 milyon dolarlık işlem hacmi vardı. Bu yıl yaklaşık yüzde 18 gerilemeyle 600 milyon dolarlara inilecek gibi gözüküyor.”

9 yılda 156 süperlüks yat satıldı
Antalya Serbest Bölgesi, 2001 yılından itibaren megayat üretimi konusunda yatırımları çekmeye başladı. 2000-2007 yılları arasında bölgede boyları 10-35 metre arasında olmak üzere toplam 96 adet tekne üretilerek tamamı yurtdışına satıldı. Hammaddelerinin yaklaşık yüzde 70′ini Türkiye’den karşılayan tekneciler, bölgede ağırlıklı olarak hafif ve pahalı bir malzeme olan epoksiden yat üretiyor. Siparişlerin büyük tekneye kaymasıyla son olarak CMB Yatçılık sipariş almadan üretmekte olduğu 47 metrelik süperlüks yatı önümüzdeki boat show’larda görücüye çıkaracak. Bölge son 9 yılda ise Ortadoğu’dan şeyhlere, Avrupa ve ABD’den ünlü işadamlarına, sporculara kadar toplam değeri 220 milyon doların üzerinde olan 10-45 metre arasındaki lüks yatlardan 156 adet üretip sattı.
Birçok tekstil firmasının kapanması ve çimento ihracatının azalmasıyla ilk 7 ayda işlem hacmi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 gerileyerek 324…
( KB)
REFERANS 25/08/2009
EKK’ya destek almaya giden ihracatçı dert dinledi
Geçen hafta ihracattaki sorunları görüşmek üzere Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısına katılan ihracatçılar, hükümetten destek beklerken dert dinledi. Toplantıda bütçe açığının gündeme geldiği ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin, Türkiye’nin uzun zamandır ilk kez faiz dışı bütçede açık verdiğini ihracatçılarla paylaştığı öğrenildi. Referans’a konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden (TİM) bir yetkili, kendilerinin de bu ortamda hükümetten ciddi bir destek beklentisi içinde olmadıklarını söylerken, “Ancak devletin kaynakları sınırlı olduğundan, ölçek ekonomisi içinde katma değerli unsurların desteklenmesini talep ettik ve Ar-Ge desteği ihtiyacını öne çıkardık” dedi. Ayrıca son ÖTV indirimlerinin bir işe yarayıp yaramadığının tartışılması gerektiğini belirten yetkili, “Yoksa bu destekler ithalata mı yaradı” diye sordu. İhracatçılar, kur sorunlarına ilişkin olarak da Merkez Bankası’ndan (MB) döviz alımlarında 30 milyon dolar olan alım sınırını 50 milyon dolara çıkarmasını istedi. Sektör temsilcileri, ihracat için doların 1.60 TL’nin altına düşmemesi gerektiğini söyledi.

Yıl sonu için 3 senaryo
Alınan bilgilere göre, toplantıda bir sunum yapan TİM yetkilileri, yıl sonu ihracatın ne olabileceğine ilişkin 3 farklı senaryo ortaya koydu. Bu senaryoların ilkinde, ihracatın önümüzdeki aylarda da temmuz rakamlarıyla paralel seyir izlemesi, yani her ay yüzde 4′lük bir ihracat artışının yakalanması halinde, yıl sonu ihracatının 99 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği belirtildi. İkinci senaryodaysa geçen yılki tablo göz önünde tutularak, bu yılın ağustos rakamlarının da geçen yıl olduğu gibi yüksek seyretmesi durumunda, yıl sonunda 100 milyar doların üzerinde bir ihracatın yakalanabileceği kaydedildi. TİM’in son senaryosunda ise paritedeki sıkıntının artmasıyla ihracatta yaşanacak daralmaya işaret edilirken, bu durumda yıl sonu ihracatın ancak 92-93 milyar dolar düzeyinde olacağına dikkat çekildi. Hükümetin ihracatta koyduğu yıl sonu hedefi ise 104 milyar dolar olurken, bugün itibariyle bu rakama ulaşılması için gereken ihracat miktarı 46 milyar doların üzerinde. İhracatçılar arasında hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağına ilişkin bir görüş birliği bulunmuyor.

Pazarlardaki kayba dikkat
İhracatçılar ayrıca, toplantıda hükümete ihracatın sürdüğü ancak pazar payının azaldığı ülkelerdeki durum anlatıldı. Kurdaki artış ve dünya ticaretindeki daralma göz önünde tutularak ülke ülke pazar kayıplarını ortaya koyan TİM yetkilileri, bu sorunun önemi üzerinde durdu. Bir yetkili, “İhracat devam ediyor ama pay kaybettiğimiz pazarlar var, buralarda geriliyoruz. Özellikle Avrupa pazarlarında Çin’in payı artarken bizde azalma var. X ülkesindeki pazar payımız yüzde 3′ten 2.5′e indiyse burada sorun var demektir, önlem alınmalı” dedi.
Geçen hafta ihracattaki sorunları görüşmek üzere Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısına katılan ihracatçılar, hükümetten destek beklerken dert…
( KB)
REFERANS 25/08/2009
Yüksek fiyat ihracatçıyı Antalya Limanı’ndan kaçırdı
Antalya Limanı’ndaki tarifeyi yüksek bulan ve hizmet olanaklarını beğenmeyen Akdenizli ihracatçılar, İzmir ve İstanbul’daki limanlara yönelmeye başladı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Budak, “Limanla ilgili hizmet ve fiyatlara ilişkin birçok şikâyet geldi. Bu nedenle hem Antalya’daki hem de Isparta ve Burdur’daki ihracatçılar İstanbul ve İzmir limanlarına gitmeye başladı. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nden (OSB) 25 firma kentteki liman yerine İzmir ve İstanbul limanlarıyla çalışıyor” dedi.
Antalya Limanı’nın kentin en önemli ekonomik değerlerinden biri olduğunu kaydeden Budak, özellikle mermercilik sektörü için limanda bekleme maliyeti ve konteynirlerin eksik kapasiteyle yüklenmesi gibi bir dizi sorunun olduğunu söyledi. Budak, ihracatçıların yükleme koşullarının ekipman ve personel sayısı bakımından iyileştirilmesi, bekleme süresinin kısaltılması, fazla mesai veya gece uygulanan yüksek tarifelerle ardiye ücretinin gözden geçirilmesi talebinde bulunduğunu söyledi.

Navlun pahalı, depo yok
Antalya’nın önde gelen ihracatçılarından AGT Ağaç AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Söylemez ise ihracatlarının yüzde 85′e yakınını İstanbul’daki limanlardan, geri kalanını ise Antalya’dan yaptıklarını belirtti. Antalya’daki tarifenin daha makul olması durumunda limanı daha fazla kullanabileceklerini anlatan Söylemez, “İstanbul’a yönelmemiz sadece fiyat tarifesinden değil. İhracat pazar hinterlantımız bu bölgede olduğundan İstanbul’u tercih ediyoruz” diye konuştu.
Levent Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Güngör Pekşen ise gümrükteki yetersizlik nedeniyle ithalatı İstanbul’dan yaptıklarını ifade ederek “2 yıl önce kimya laboratuvarı kapanınca biz de başka limanlara yöneldik” dedi.
ÇMS Madencilik ve Mermer Akdeniz Bölge Müdürü Mustafa Yaman da Burdur ve Afyon’daki mermer ihracatçılarının genelde İzmir Limanı’nı kullandıklarını vurguladı. Yaman, “Antalya Limanı’nda şartlar uygun olsa maliyetimiz düşer” değerlendirmesinde bulundu.

Tarifeler keyfi belirlenmiyor
Antalya bölgesinde mermer ihracatı yapan firmaların yetkilileri, limanda yaşadıkları sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri bulmak amacıyla Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri yetkilileriyle bir toplantı yaptı. Toplantıda konuşan Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi Başkanı Ahmet Erol, sektörde sorunun diyalog kopukluğu olduğunu belirterek “Limanda kurumsal bir fiyat dengesine ihtiyacımız var. Özellikle liman içi operasyonlardaki ve navlundaki maliyet artışlarında sektör temsilcilerini mağdur etmeyecek bir kurumsal fiyat dengesi gerekiyor” dedi. Mermer sektörü temsilcileri de hizmet tarifelerindeki ücretlendirmeler, ekipman ve personel yetersizliği, yüklemede sıkıntı, arızaların kısa sürede giderilmemesi gibi konularda şikâyette bulundu. Antalya Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Azize Kalkavan da “Liman hizmetleri ücretindeki artış konusunda yüzde 147′lik farklar konuşuluyor” dedi.
Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri AŞ Operasyon Müdürü Taner Güngör ise talepleri yönetime ileteceklerini belirterek “Limanı devraldığımızdan beri 12 milyon doların üzerinde ekipman yatırımı yaptık. Tarifelerin yüksek olduğuna katılmıyorum. Hiçbir işletme keyfince tarife belirlemiyor” dedi.
Antalya Limanı’ndaki tarifeyi yüksek bulan ve hizmet olanaklarını beğenmeyen Akdenizli ihracatçılar, İzmir ve İstanbul’daki limanlara yönelmeye başlad…
( KB)
REFERANS 25/08/2009
Enerjide 11.3 milyar TL’lik borca çözüm aranıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, enerji KİT’lerinin birbirine olan borçlarının silinmesine yönelik çalışma başlattı. Bakan Taner Yıldız’ın Suriye ziyareti öncesinde yapılan toplantıyla 11.3 milyar TL’lik borç sarmalına çözüm arayışı başladı. Çözüm arayışına Hazine’nin de devreye girdiği ve mahsuplaşma yöntemlerinin tartışıldığı öğrenildi. Ancak bunun için öncelikle kaynak bulunması gerekiyor. Mevcut borcun 4.4 milyar TL’sinin 2006-2008 döneminde oluştuğu ve ihtiyaç olmasına rağmen elektrik fiyatlarına 5 yıl boyunca zam yapılmamış olmasının en büyük zararın bu 2 yıl içinde oluşmasına sebep olduğu ifade ediliyor.

BOTAŞ’tan başlanacak
Enerji KİT’lerindeki borç sorununun çözümüne öncelikle BOTAŞ’tan başlanacak. BOTAŞ’ın Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden olan alacağına Başkent Doğalgaz’ın özelleştirme kapsamına girmesi yoluyla çözüm bulan bakanlık, EÜAŞ’ın BOTAŞ’a olan borcunun çözümünü liste başına aldı. Çünkü BOTAŞ’ın nakit akışı problemi bulunuyor ve bu durum Rusya, İran ve diğer ithalat yaptığı ülkelere faturalarının ödenmesinde sıkıntı yaratıyor. TETAŞ’ın da ciddi oranda alacağı var ve bununla birlikte ortalama 1 milyar TL’lik de borcu söz konusu. TEİAŞ üzerinden özel sektör elektriği alan TEDAŞ, özel sektöre ise 2 milyar TL’ye yakın oranda borçlu. Sorunun çözümüne yönelik formül arayışındaki çalışmalara Hazine de katılıyor. Mahsuplaşma için öncelikle kaynak bulunması gerekiyor. Üzerinde durulan formüller arasında kâr öngörülerinin aşağıya çekilmesi de bulunuyor.

Zam kuru bekliyor
Enerji KİT’lerinin borçlarını artıran temel unsursa 2003-2008 döneminde elektrik fiyatlarına gerektiği halde zam yapılmamış olması. Ancak enerji KİT’lerinin en çok 2006-2008 döneminde borç yönetiminde zorlandığı ve bu dönemde yapılmayan zamların etkisinin borçlarda daha fazla olduğu belirtildi. Kamunun elektrik ticaret şirketi TETAŞ, toptan satış fiyatlarını yani TEDAŞ’a satış fiyatını belirliyor. Artırıma giderse TEDAŞ da vatandaşa ve sanayiciye sattığı elektrikte zam yapıyor. Bu yılın başında ihtiyacı bulunmasına rağmen TETAŞ’ın yerel seçim öncesinde zamma gitmesinin önüne geçildiği ve bu durumun mali dengeyi bozduğu öğrenildi.
TETAŞ, Hazine’nin bugün açıklayacağı döviz öngörülerinden sonra yeni 3 aylık tarifelerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na (EPDK) bildirecek. TETAŞ’ın mevcut durumda yüzde 20′ye varan oranda zam ihtiyacı bulunuyor. Bu zam kararı alınırsa, TEDAŞ da zam yapacak ve bu durum vatandaşa satılan elektriğin yüzde 5-10 zamlanması anlamına gelecek.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, enerji KİT’lerinin birbirine olan borçlarının silinmesine yönelik çalışma başlattı. Bakan Taner Yıldız’ın Suriye …
( KB)

REFERANS 25/08/2009
Üretimi duran şirketler borsada fena uçtu!
Krizle birlikte üretim durdurup, iflas erteleme isteyen şirketler borsanın gözdesi oldu. Üretimini tamamen duran Sönmez Flament yüzde 906, dokuma bölümünü kapatan Bisaş Tekstil yüzde 185 prim yaptı.

Küresel krize borçlu yakalanan ve hem içeride, hem de dışarıda yaşanan talep daralması ile darboğa girerek üretim durdurup, iflas erteleme isteyen şirketler, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) gözdesi oldu. İMKB Başkanlığı’nın kotasyon koşullarını tam olarak yerine getirememe, yüksek borçluluk, faaliyetlerin sürdürülememesi gibi gerekçelerle kottan çıkararak İkinci Ulusal Pazar ya da Gözaltı Pazarı’na aldığı 11 şirket, getiride yılın ilk yedi ayında yatırımcısına bayram ettirdi. Endeksin yüzde 65 prim yaparak 47.000 puanla 1.5 yılın zirvesine oturduğu yılbaşından 21 Ağustos’a kadar olan dönemde, üretim durduran, iflas erteleme isteyen, bankalara olan borçları nedeniyle darboğazda olan 11 şirket yüzde 900′ü aşan oranlarda getiri sağladı. Üretim ve finansman sıkıntıları nedeniyle İMKB’nin kottan çıkardığı bu 11 şirket İkinci Ulusal Pazar ve Gözaltı Pazar’da işlem görüyor.

Sönmez Flament % 906 yükseldi
İMKB Başkanlığı’nın, küresel krizin etkilerine bağlı olarak ana faaliyet konusu olan sentetik iplik üretimini tamamen ve sürekli durdurduğu gerekçesi ile Kasım 2008′de kottan çıkararak İkinci Ulusal Pazar’a aldığı Sönmez Flament, yılbaşından bu yana yüzde 906 oranında yükseliş kaydetti. Makinelerini satışa çıkaran ve tesislerini kiralamak için girişimlerde bulunan şirketin, önümüzdeki dönemde hangi alanlara yatırım yapacağı ise belirsiz. Sönmez Flament gibi Sönmez Grubu iştiraki olan Sönmez Flament de yıl başından bu yana, 21 Ağustos itibariyle yüzde 322 oranında değer kazandı. Krizin sinyallerinin alındığı Ağustos 2008′de iplik üretiminde kapasite daraltarak 97 kişiyi işten çıkaran Sönmez Pamuklu’nun günlük üretimi 180 tondan 60 tona inmiş durumda.

Bisaş’ta dokuma bölümü kapandı
Sipariş alamadığı için çalışmayan dokuma bölümünü kapatarak, bütün makinalarını satan ve üretimi sadece boyahane bölümünde sürdüren Bisaş Tekstil, 21 Ağustos itibariyle yüzde 185,2 oranında prim yaparken, bankalarla olan borç yapılandırma çalışmaları tam anlamıyla yılan hikayesine dönen Dardanel Gıda ise yatırımcısına yüzde 154′e varan oranlarda kazanç sağladı. Son olarak Yapı Kredi Bankası 3 milyon 250 bin dolarlık alacağı için şirketin Çanakkale’deki 1.7 milyon lira değerindeki arazilerini satışa çıkardı.
Mart 2009′da kısa çalışma ödeneğinden 6 ay yararlanma talebi kabul edilen ve özsermaye ihtiyacı bulunan Berdan Tekstil’in yüzde 137,7 yükseldiği yıl başından 21 Ağustos’a kadar olan dönemde, iplik üretim bölümlerini tamamen kapatan ve Eylül 2008′de 296 olan çalışan sayısı 33′e gerileyen Birlik Mensucat, yüzde 72,7 oranında getiri sağladı. Şirket bu yıl başında İzmir Bölge Müdürlüğü’nü de kapattı.

İflası istendi % 73 yükseldi
Deutche Bank’ın alacakları nedeniyle aleyhine iflas davası açtığı Esem Spor’un yüzde 73 değer kazandığı piyasada, iplik fabrikasındaki üretimin tamamen durduğu Tümteks Tekstil, yüzde 60 prim yaptı. Tümteks Tekstil’in iflas erteleme talebi mahkeme tarafından 1 yıl süre ile kabul edildi ve kayyım atandı. Mensa Mensucat da üretimi yılbaşından bu yana tamamen durdurmuş olmasına rağmen, 21 Ağustos itibariyle yüzde 52 değer kazanmış durumda. Mayıs ayında 285 personelinden 243′ünün iş akitlerini feseden Mensa, Halkbank’na olan 30 milyon doları aşkın kredi borcunun yeniden yapılandırılması için görüşmeler yürütüyor. Kasım 2008′den bu yana üretim yapamayan, çalışan sayısı 1′e inen ve markası hacizli Ceylan Giyim’in yüzde 28 değer kazandığı İMKB’de, iflas erteleme talebi mahkeme tarafından kabul edilen ÇBS Boya ise yüzde 10 prim yaptı.

BORSANIN GÖZDE ŞİRKETLERİNİN HİKAYELERİ
Sönmez Flament: Kasım 2008′de ana faaliyet konusu olan sentetik iplik üretimi tamamen durdu.

Sönmez Pamuklu: Ağustos 2008′de iplik üretiminde kapasite daraltarak, 97 kişiyi işten çıkardı. Günlük üretimi 180 tondan 60 tona indi.

Bisaş Tekstil: Sipariş alamadığı için çalışmayan dokuma bölümünü kapatarak, bütün makinalarını sattı.

Dardanel Gıda: Bankalara olan borçlarının yapılandırması yıllardır tamamlanamadı. Arazileri satışa çıkarıldı.

Berdan Tekstil: Mart 2009′da kısa çalışma ödeneğinden 6 ay yararlanma talebi kabul edildi. Özsermaye ve işletme ihtiyacı bulunuyor.

Birlik Mensucat: Eylül 2008′de iplik üretim bölümlerini tamamen kapattı. O tarihte 296 olan çalışan sayısı 33′e geriledi.

Esem Spor: Deutche Bank, alacakları nedeniyle şirket aleyhine iflas davası açtı.

Tümteks Tekstil: İplik fabrikasında üretim yapılmıyor. İflas erteleme talebi kabul edildi.

Mensa Mensucat: Yılbaşında üretim tamamen durdu, mayıs ayı içerisinde 285 personelinden 243′ünün iş akitlerini fesetti.

Ceylan Giyim: Kasım 2008′de üretim durdu. Çalışan sayısı 1′e düştü. Halk Bankası markası üzerine 6.5 milyon liralık haciz kondu.

ÇBS Boya: Mayıs ayında iflas erteleme talebi mahkeme tarafından kabul edildi. Mart sonu itibariyle 73 milyon lira negatif özsermayeye sahip.
REFERANS 25/08/2009
Bank Asya’da 350 bin kişi 1.5 milyon kez DIT’ladı
Bank Asya’nın 35 TL ve altı işlemlerde kullandırdığı temazsız kredi kartı ‘AsyaCard DIT’ ile yılbaşından bu yana 350 bin kişi 1.5 milyon adet işlem yaptı. İş Bankası’nın temassız kredi kartı müşterisi ise 130 bini geçti.

Ulaşımdan, alışverişe günlük yaşamın birçok alınında zaman zaman sıkıntı yaratan “bozuk para” derdi, tüketicileri temassız kredi kartlarına yönlendirdi. Bankaların 35 lira ve altındaki alışverişler için çıkardıkları temassız kredi kartlarına olan ilgi artarken, yılbaşından bu yana 350 binden fazla tüketici, Bank Asya’nın temassız kredi kartı “AsyaCard DIT” ile 1.5 milyon adetin üzerinde işlemi, şifre girmeden 1 saniye içinde gerçekleştirdi. İş Bankası’nın temassız kartı “Maximum Aktif” ise şildiden 132 bin kişiye ulaşmış durumda.
Tüketicilere 35 TL’nin altındaki işlemlerinde sağladığı zaman tasarrufunun yanı sıra bozuk para taşıma derdinden de kurtaran AsyaCard DIT’ın temassız özelliği anlaşmalı illerdeki toplu taşıma araçlarında, anlaşmalı deniz ulaşım araçlarında, taksilerde ve KGS özelliği ile de köprü ve otoban geçişlerinde kullanıldı.

Otoparklarda da kullanılacak
Bank Asya Bireysel Ürün Yönetimi Müdürü Semih Alşar, kart okuyucu cihazlarının yaygınlaşması ve tüm bankaların temassız teknoloji alanında yapacağı yatırımlarla sektörün genişleyeceğini söyledi. AsyaCard DIT’ın toplu taşıma alanında kullanımının yaygınlaştırılması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Alşar, otopark çözümleri ve stadyum gibi alanlarda da kullanımına yönelik çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Kredi kartlarının pazardaki temel amacının nakit kullanımının ortadan kaldırılması olduğunu vurgulayan Alşar, “Bu amaca yönelik olarak temassız teknoloji, önemli ölçüde kredi kartlarını destekleyecek bir yenilik getiriyor. Geçmiş yıllarda küçük tutarlı alışverişlerde kredi kartının kullanımı işyerleri ve kart sahipleri tarafından garip karşılanırken, temassız kartların piyasaya girmesiyle bu kullanım üye işyerleri ve müşteriler tarafından hızlı ve pratik bir çözüm olarak algılandı” diye konuştu. Alşar, temassız kartların bozuk para taşımaya alternatif olarak yakın zamanda tüm tüketicilerin hayatına gireceğini söyledi.

İşlem başına ortalama 10 TL
İş Bankası Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Yalçın Sezen ise İş Bankası’nın temassız kart özelliğini taşıyan Maximum Aktif Kart sahibi tüketici sayısının 132 bine ulaştığını söyledi. Sezen, Maximum Aktif Kart ile yapılan temassız işlemlerde işlem başına ortalama alışveriş miktarının 10 TL olduğunu ifade etti. Maximum Aktif Kart sahiplerinin ağırlıklı olarak büyük şehirlerde yaşayan 18-45 yaş aralığındaki tüketicilerden oluştuğunu belirten Sezen, “Bu gruptaki tüketiciler yoğun iş temposu nedeniyle alışverişe daha kısıtlı zaman ayırıyor. Ayrıca teknoloji ve yeniliklere açık, günlük hayatta kredi kartı ile ödeme alışkanlığı yüksek olan kişiler Maximum Aktif Kart’ı tercih ediyor” diye konuştu.
Maximum Aktif Kart’ın 35 TL altı alışverişlerde temassız ödeme özelliği ile 1 saniyede kolayca ödeme imkânı sunduğunu kaydeden Sezen, “Tüketiciler daha çok taşımacılık, yemek ve market harcamalarında temassız ödeme işlemini tercih ediyor” dedi. Sezen, Maximum Aktif Kart’ın Maximum özelliği de taşıdığından, müşterilerine 35 TL’nin üzerindeki işlemlerde şifre kullanarak taksit ve puan gibi avantajlar sunduklarını ifade etti. Sezen, bozuk paranın yerini alan Maximum Aktif Kart’ın 35 TL ve altı alışverişlerin yoğun olduğu tüm satış noktalarına erişmesi konusundaki çalışmaların sürdüğünü söyledi. Sezen, “Kart maliyetlerinin ucuzlaması, toplu taşımada temassız okuyuculardan tüm banka kartlarının işlem yapılabilmesinin sağlanmasıyla sektörün daha da hızlı gelişeceğini öngörüyoruz” dedi.

Maximum Aktif’e KGS özelliği yüklendi
İş Bankası Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Yalçın Sezen, Maximum Aktif Kart ile temassız ödeme noktalarıyla Türkiye genelindeki yaklaşık 10 bin Visa temassız logolu POS sahibi işyerinde ve dünya genelindeki Visa temassız logolu POS sahibi tüm işyerlerinde temassız ödeme yapılabildiğini söyledi. 20 Mayıs’sonra üretilen tüm Maximum Aktif Kart’lara KGS özelliği kazandırıldığına da dikkat çeken Sezen, “Böylece KGS özellikli Maximum Aktif Kart sahipleri köprü ve otoyollardan hızlı ve indirimli geçiş imkânı sağlamaya başladı” diye konuştu.
Bank Asya’nın 35 TL ve altı işlemlerde kullandırdığı temazsız kredi kartı ‘AsyaCard DIT’ ile yılbaşından bu yana 350 bin kişi 1.5 milyon adet işlem ya…
( KB)
REFERANS 25/08/2009
Akaryakıt fiyatları 1 kuruş ucuzladı

Kurşunsuz benzin, motorin ve kırsal motorinde tavan fiyat 1 kuruş düştü
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), akaryakıt dağıtım ve bayi satışlarına yönelik belirlediği tavan fiyatı, kurşunsuz benzin, motorin ve kırsal motorinde 1 kuruş düşürdü.
EPDK, 25-26 Ağustos günleri için 95 oktan kurşunsuz benzinde bayi tavan fiyatını 3,28 liradan 3,27 liraya, dağıtım tavan fiyatını da 3,14 liradan 3,12 liraya indirdi.
Motorinin bayi tavan fiyatı 2,69 liradan 2,68 liraya, kırsal motorinin bayi tavan fiyatı da 2,55 liradan 2,54 liraya çekildi. Dağıtım tavan fiyatı ise motorinde 2,51 liradan 2,50 liraya düşürülürken kırsal motorinin 2,38 lira olan litre fiyatı değişmedi.
Akaryakıtın perakende satış fiyatları, illere ve dağıtım şirketlerine göre küçük farklılıklar gösterebiliyor.
DÜNYA 25/08/2009

 Yorumlar -  Yorum ekle                           Toplam 0 yorum var.  Tümünü göster

Bu haber henüz yorumlanmamış...

 Kategorideki diğer haberler 
 
  DOĞU ANADOLU SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

Adres : Çaykara Caddesi Kırkpınar Apt. No:2/2 ERZURUM Telefon : 0(442) 234 99 97 Faks : 0(442) 234 99 98
 
 
doudounefrmagasin.com